
CEKETİN İÇ CEBİNDE
Aile içi huzur oranı, ekonomik çizelgelerin üzerindeydi. Her ne kadar birileri maaşıyla geçinebilecek düzeyde olsa da… Huzur seviyesi bunun bile ötesindeydi. Neredeyse hiçbir evden yüksek ses çıkmaz, tartışmalar “Komşulara ayıp olur” gibi güzel kaygılarla sessizce geçiştirilir, ortada kalan ufak küslük kırıntıları; uygun zaman gelince anlayış süpürgesiyle temizlenirdi.
Dışarıdan bakıldığında muhteşem sözcüğüne yakın bir sosyolojik hikâyeydi.
Ben ise size içeriyi anlatacağım.

ön sözden...
“Nasıl cesaret ettin?” diye soranlar oldu. Nasıl olurdu da hayatımla ilgili şeyleri tüm içtenliğiyle kaleme alabilirdim?
Belki de asıl soruyu ben sormalı: "Siz anlatmak için neyi bekliyorsunuz?" demeliydim.
Doğrudan söylemek kabalık olurdu…
Kitap üzerinden söyledim.
Her Baba Ceketin İç Cebinde Bir Sır Saklar. Bazıları bunu olumlu anların iz düşümlerini belli etmemek için, bazıları ise tam tersi zamanların giz dünyasını saklamak için yapar.
Ancak her “Baba” bir sır saklar.


Tütün kokusunun parfüm niyetine kullanıldığı, şehirlerarası yolculuklarda metal kül tablalarının moda sayıldığı, uçakta dahi duman altında gidilen; evde ise büyük cam haznelere izmaritlerin basıldığı zamanların hikâyesi.
İnsanların sokakta yürürken dahi kravat taktığı, birilerinin diğerlerine “Siz” diye hitap ettiği, yolda hangi taraftan yürüneceğinin belli olduğu; evlerde ise ziyaret bitiminde mutlaka kapıya kadar uğurlandığı zamanların, geçmiş yüzyıldan kalan hatıraları.
İşte böyle bir zamanda… Evvel zaman olmasa da mutlaka kalbur saman içinde geçen masalın ilk satırları.
Ülkede, oksijen yerine kömür tozunun doya doya solunduğu; çiçeklerin parklardan yalnızca sevgilinin saçına takılmak için koparıldığı, romantik çağın geçici ruh bakımı seanslarıydı.
KÜNYE
Kapak tasarımı ve illüstrasyon:
Mizanpaj:
Uzman Görüşü:
Yazar:
Basımevi:
ISBN:
Mustafa AKYOL
Sadık HANGÜL
Dr. Can ÖZEN
Tolga BARE
Ayrıntı
978-605-67583-6-2